Pelin Akdemir
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, depremden etkilenen 100 bine yakın öğrencinin başka illere sevk edildiğini açıkladı. Ayrıca deprem bölgesi köylerinde çok sayıda öğrenci bulunmaktadır. Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Meclis ile CHP Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, eğitimin yumuşatma yönünü hatırlatarak, köy okullarının açılması çağrısında bulundu.
Deprem bölgesinde 12 bin 550 okulda 3 milyon 646 bin 59 öğrenci eğitim görüyordu. Bölgede görev yapan öğretmen sayısı ise 209 bin 719 oldu. Milli Eğitim Bakanlığı, depremde hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerle ilgili henüz bir açıklama yapmadı. 10 ildeki 20 bin 688 eğitim kurumu binasından 23’ünün yıkıldığı, 83 binanın da ağır hasar gördüğü açıklandı. Bakan Mahmur Özer, 99 bin 853 öğrencinin Ankara, Mersin, Antalya ve İstanbul gibi diğer illere nakledildiğini açıkladı. Sarsıntı bölgesinde çok sayıda öğrenci çadır kamplarda ve köylerde bulunuyor.
‘KURAN KURSLARI AÇILIRSA MEB OKUL AÇABİLİR’
20 Şubat itibariyle 71 ilde eğitime başlandı. Eğitimler 1 Mart’ta Adana, Kilis, Urfa ve Diyarbakır’da, 13 Mart’ta Antep ve Osmaniye’de, 27 Mart’ta Adıyaman, Maraş, Hatay ve Malatya’da başlayacak.
Deprem bölgesinde bulunan 1.600 nüfuslu beldede 150 kişinin kaldığını ve fırsat bulan ailelerin deprem bölgesini terk ettiğini belirten Kaya, deprem travması yaşayan çocuklara kaynaştırma eğitimi verilmesi gerektiğini söyledi. Diyanet’in çadır kentlerde Kur’an kursu verdiğini ifade eden Kaya, “Diyanet İşleri çadır kentlerde Kur’an kursu açıyorsa Milli Eğitim Bakanlığı da çok güzel okul açabilir. Rutin eğitim.Bununla zaman kaybetmeye gerek yok.Öğrencilerimiz sadece eğitimden mahrum kalmayacaklar,manevi sorunlar da yaşayacaklar.Öğretmen ve öğrencinin buluşması bu manevi sürecin aşılmasına katkı sağlayacaktır. Enkazın altından çıkan çocukları eğitimsiz bırakıp ikinci bir enkaza teslim edemeyiz” dedi.
‘KÖY OKULLARI ZAMAN KAYBOLMADAN AÇILMALI’
Ataması yapılmadan bölgeden ayrılmak isteyen öğretmenlerin atanması gerektiğini belirten Kaya, deprem bölgesinde görev alacak öğretmenlerin barınma ve beslenme sorunlarının giderilerek tazminat ödenmesi gerektiğini söyledi. Çadır ve konteyner kentlere öğretmen, psikolog ve sosyolog atanması gerektiğini söyleyen Kaya, depremden etkilenen ailelerin köylere giden çocuklarına dikkat çekti: “Köy okulları bir an önce açılmalıdır. Öğrenci olsa bile öğretmene verilmelidir. Öğretmen sadece sınıfta matematik ve okuryazarlık öğreten değil, aynı zamanda bir hayatın nasıl şekillenmesi gerektiğini de anlatan kişidir. Eğitimden anlamayanların yönettiği bir bakanlığımız varken böyle sorunlar yaşıyoruz.”
‘YERELİN İHTİYAÇLARI DİKKATE ALINARAK PLANLAMA YAPILMALI’
Milli Eğitim Bakanlığı, diğer illere nakledilen öğrenciler için psiko-sosyal güçlendirme hizmetleri kapsamında okullarda çalışmalar yürütmektedir. Ama Milli Eğitim Bakanlığı’nın köylere giden öğrenciler için böyle bir çalışması yok. Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Heyeti, okulların düzeltici etkisine dikkat çekerek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamalarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Milli Eğitim Bakanlığı deprem bölgesini üç bölgeye ayırmış görünüyor, ancak merkezi düzeyde alınan kararları tek tipleştirmek yerine, yerel ihtiyaçları dikkate alan uygulamalar söz konusu olmalıdır. Bir süre sonra tüm çocuklar eşit şartlarda geçmiş gibi merkezi bir sınava girmek zorunda kalacaklar. Sınavda eşitliği sağlamak için ne yapılmalı? Depremzedelere nasıl bir pozitif ayrımcılık yapılmalı? Dönüyor ve sınav odaklı sistemde düğümleniyor.”
Deprem sonrası göç hareketinin depremin olmadığı illere, çevre illere ya da şehir içindeki yüksek yer ve köylere yönlendirildiğini belirten Kurul, “Süreçte bu hareketliliği dikkate alan bir eğitim planlamasına ihtiyaç var. Yerel ihtiyaçlar dikkate alınarak planlama yapılmalıdır. Köy okullarının açılması bu bağlamda önemlidir. Önümüzdeki dönemde depremle mücadele ederken, ekoloji ve benzeri konuları dikkate alan demokratik bir eğitim, öğretmen iradesinin ve ifade özgürlüğünün kullanıldığı okullar inşa etmek için de mücadele edeceğiz.
